Nişanlılık Sürecinde Verilen Hediyelerin İadesi

NİŞANLILIK SÜRECİNDE VERİLEN HEDİYELERİN İADESİ

Nişanlılık sürecine ilişkin hükümler 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 118-123. Maddeleri arasında yer almaktadır. Söz konusu kanun maddeleri uyarınca nişanlılık evlenme vaadi ile gerçekleşmektedir. Nişanlılık sürecinin evlenme dışında başka bir sebep ile sona ermesi halinde ise talep edilebilecek tazminatlar, hediyeler ve bu taleplerin şartları kanun maddelerinde açıkça düzenlenmiştir. II. Nişanın bozulmasının sonuçları Maddî tazminat Madde 120- Nişanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın nişanı bozduğu veya nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulduğu takdirde; kusuru olan taraf, diğerine dürüstlük kuralları çerçevesinde ve evlenme amacıyla yaptığı harcamalar ve katlandığı maddî fedakârlıklar karşılığında uygun bir tazminat vermekle yükümlüdür. Aynı kural nişan giderleri hakkında da uygulanır. Tazminat istemeye hakkı olan tarafın ana ve babası veya onlar gibi davranan kimseler de, aynı koşullar altında yaptıkları harcamalar için uygun bir tazminat isteyebilirler. Taraflardan biri haksız veya kusurlu olarak nişanlılık sürecinin bozulmasına sebebiyet vermiş ise bu durumda diğer taraf, kusurlu olan taraftan yaptığı harcamalar ve maddi fedakarlıkları kapsayacak
nitelikte maddi tazminat isteminde bulunabilecektir. Kanun maddesi maddi tazminat isteminde bulunma hakkını yalnızca nişanlı olan diğer tarafa değil, süreç içerisinde harcama yapmış olan ana, baba veya onlar gibi davranan kişiler içinde tanımıştır.

II, Manevî tazminat Madde 121- Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Maddi tazminatta olduğu gibi taraflardan birinin kusurlu davranışları nedeniyle nişanlılık süreci bozulmuşsa ve bu sebepten ötürü diğer tarafın toplum içerisindeki saygınlılığının zedelenmesi durumunda manevi tazminat isteme hakkı da bulunur. III. Hediyelerin geri verilmesi Madde 122- Nişanlılık evlenme dışındaki bir sebeple sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir. Hediye aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır. İlgili kanun maddesinde iadesi talep edilebilecek olan hediyeler alışılmışın dışındaki hediyeler olarak belirtilmiştir. Dolayısıyla bu noktada Mülga medeni kanunda “mutad” ve “mutad olmayan” şeklinde ifade edilmiş olan hediye ayrımını yapmak gerekir. Mülga Medeni Kanun’da “mutad” olarak anılan alışılmış hediyeler, nişanlılardan birinin diğerine örf ve âdete veya kendi isteğine göre verdiği, maddi değeri de
günün koşullarına göre fahiş sayılmayacak hediyelerdir. (Bilge Öztan, ?“Medeni Kanun’un Kabulünün 70’inci Yılında Aile Hukuku”) Yargıtay’ın benimsemiş olduğu görüşe göre “Alışılmış (mutat) hediyelerden kasıt; giymekle, kullanmakla eskiyen ve tüketilen eşyalardır. Kural olarak giymekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen
(elbise, ayakkabı vs. gibi) eşyaların iadesine karar verilemez”. Yargıtay’a göre, nişan için yapılan elbise ve ayakkabı gideri dışında kuaför, pasta, meyve suyu, yemek, fotoğraf vs. için yapılan masrafarın geri verilmesine de karar verilemez. Gelinlik, muhtelif kumaş ve giyim, davetiye de alışılmış hediye olarak kabul edilmektedir.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, “nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyaları” alışılmışın dışında hediye olarak kabul edilmektedir. Aynı şekilde altın gibi gümüşü de alışılmışın dışında kabul etmek gerekir. Yargıtay’ın benimsemiş olduğu görüş doğrultusunda maddi değeri olan altın, takı ve değerli tüm ziynet eşyaları Hediyelerin iadesi konusunda dikkat edilmesi gereken hususlardan biri de bu madde kapsamı dışında kalan hediyelerdir. Söz konusu kanun maddesi iadesi istenecek hediyeleri nişanlıların birbirine verdikleri veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların diğer nişanlıya verilmiş olan hediyeler ile sınırlandırdığı görülmektedir. Dolayısıyla nişanlının diğer üçüncü kişilere vermiş olduğu hediyeler ve
nişanlıların yada ana ve babaların veya yakınların birbirine vermiş oldukları hediyeler bu madde kapsamında değildir.

Ayrıca YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ E. 2016/21757 K. 2018/9618 T. 4.10.2018 kararında “Oysa, nişan törenlerinde takılan takıların bizzat davacı nişanlı tarafından takılması zorunluluğu bulunmamaktadır. Ana-babanın ya da onlar gibi davrananların nişanlı adına taktıkları takılar, davacı nişanlı tarafından takılmışsayılır ve nişanın bozulması durumunda da bizzat talep edilebilir. Örf ve adete
göre, nişan törenlerinde, takıların, nişanlıların birbirine bizzat takmalarından çok, genelde bir aile büyüğü veya ana-baba veya kardeşlerden biri tarafından takıldığı bir gerçekliktir.” kararı vermiştir. Hediyelerin iadesi noktasında tazminat istemindekinin aksine kusur şartı aranmaz. Karşı taraf kusurlu olsun veya olmasın alışılmışın dışındaki hediyelerin iadesi talep edilebilecektir. IV. Zamanaşımı
Madde 123- Nişanlılığın sona ermesinden doğan dava hakları, sona ermenin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Yukarıda belirtilmiş olan taleplerde bulunma süresi kanun maddesinde nişanlılığın sona ermesinden itibaren 1 yıl olarak belirlenmiştir.

Av. Zeynep Buse Yakın DEMİR

Hemen Danışın